Hububat ihracatı ilk 9 ayda 8,7 milyar dolar oldu
Foreks – Bisküvi, buğday unu, bitkisel yağlar, şekerli ve kakaolu ürünler ile makarna başta olmak üzere temel gıda ürünlerini kapsayan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörünün üçüncü çeyrek sonunda toplam ihracatı yüzde 8,7 milyar dolar olarak açıklandı.
Buğday unu ihracatı miktar bazında yüzde 8,2 düşerken birim fiyatlardaki gerilemenin de etkisiyle, değer bazındaki düşüş bu ürün için yüzde 14,4 oldu. Buğday unundaki gerilemeye rağmen makarna, tatlı bisküvi ve gofret gibi raf ürünlerindeki ihracat artışı sayesinde sektörün ihracat düşüşü, geçen yıla göre yüzde 1,6 seviyesinde kaldı. İhracat birim fiyatlarında en fazla artış tatlı bisküvi, gofret ve kırmızı mercimekte oldu. En büyük pazarlar arasında Irak ilk sıradaki yerini korurken, Suriye, Cezayir ve Suudi Arabistan’da çift haneli büyümeler sağlandı.
Türkiye’nin buğday ithalatındaki geçici kısıtlamaların etkisiyle buğday unu ihracatında yaşanan düşüşün, Eylül’de sektörün aylık bazda ihracatında yüzde 16,8 gibi büyük bir düşüşe yol açtığına dikkat çeken TİM Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu şunları söyledi:
“Haziran ayında buğday ithalatına getirilen yasaklamalar; hasat dönemindeki arz artışı karşısında fiyat düşüşlerini önlemeyi ve ihracatın yurtiçi üretimden karşılanmasını sağlayarak buğday üreticilerini korumayı amaçlıyordu. Dünyanın en büyük buğday alıcılarından biri olan Türkiye’nin küresel pazardan çekilmesi ve halihazırdaki dünyadaki arz fazlasıyla beraber buğday fiyatlarında dikkat çekici gerilemeler oldu. Başta buğday unu olmak üzere, değirmencilik ürünleri ihracatçılarımızın buradaki fiyat çekilmelerini fırsat olarak gördüğü bir ortamda, kota sistemiyle de olsa da buğday ithalatının önünün açılması bizce yerinde bir adım. 15 Ekim itibarıyla kotayla temin edilecek hammaddenin, sektörümüzün son 3 ayda belirgin hale gelen ihracat düşüşünü gidermesini umut ediyoruz. Eylül’de sektörel ihracatımız 966 milyon dolara kadar geriledi ama son çeyrekte, aylık en az 1 milyar dolarlık geçmiş performansımızı tekrar edeceğimize inanıyoruz.”
“Mısır üretimi yüksek verimli bölgelerde yoğunlaşıyor”
Üreticinin son dönemde fiyat artışlarının olduğu mısıra yönelmesinin bu üründeki arz açığının kapatılması yönünden önemine dikkat çeken Tiryakioğlu şunları ifade etti:
“Ulusal su politikasında kaynakların miktar ve kalitesinin korunması önceliğiyle; su kısıtı olan tarım havzalarında damla sulama yapmayan dane mısır üreticilerine fark ödemesi desteği verilmediği halde son dönemde mısır üretimine bir yöneliş olduğunu görüyoruz. Üretilen mısırın büyük bir bölümü yem sanayiinde kullanılıyor, mısır bunun yanı sıra nişasta ve nişasta bazlı şekerler başta olmak üzere çok geniş bir kullanım alanı sağlıyor. Bunun yanında son dönemde biyoyakıt gibi enerji alanındaki kullanımı ile birlikte mısırın önemi daha da artmıştır. Tarımsal desteklemelere ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı’na göre Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından, damlama sulama ile sulanan alanlarda dane mısır üreticilerine destekleme ödemesi yapılacak. Destekleme ve sulama alanlarının genişlemesinin, ekim alanlarında yaşanan artışların ve mısır üretiminin yüksek verimli bölgelerde yoğunlaşmasının, arz açığının ithalatla karşılanmasının da önünü kapamasını umuyoruz.”